3 Kasım 2012 Cumartesi

iyi hayat

herkesin işten çıkıp evine doğru yol aldığı, yolumu araba farlarının aydınlattığı bir saatte, batan güneşin karmakarışık edip bıraktığı gökyüzünün altında, elimde antalya’dan gelmiş muzlar ve bir bankanın hediyesi olan defterim, ayağımda endonezya’da üretilmiş ayakkabılarımla bomboş okulun önünden etrafta ışıkları yanan tek binaya doğru yürüyorum ve bu akşam diyabetin tedavisine, belki ilerde bilmemnerenin cerrahisine çalışarak, ama çok çalışarak, ne tedavi metotlarının, ne aile yapısının, ne dinin, ne muz yetiştiriciliğinin değiştirilemez bir yapısının olduğu, hiçbir şeyin mutlak doğrular üzerine kurulu olmadığı bu mavi gezegende, bir gün bir şeyleri yerinden oynatabileceğime inanıyorum.

ps: hem yürürken hem de yazarken "good song" çalıyordu.